Eyüp Sultan meydanından Piyer Loti tepesine çıkan arnavut kaldırımlı yolda,
Yokuş başından bir bel bükümü, bir soluk tüketimi uzakta
saÄŸda:
Bir mütekadin kitabesi!
Bir küsür asırdır ÅŸehri İstanbul’u mest-i temaÅŸa eden bu mezarın başında:
” Huve’l-Bâkî
Ziyâretteden murâd bir duâdır
Bugün bana ise yarın sanadır
Hazine-i Celile Muhâsebe-i Umûmiyesi
Tedkîk kalemi hulefasından
Mütekâid Ahmed Cemal Efendi
Ruhiyçün Fâtiha
Sene 1315
TeÅŸrin-i sâni 29 ” [ 11 Aralık 1899]
Tarihli veciz ifadesi.
Geçtiğimiz asırda insan ömrünün çok da uzun olmadığı düşünülürse, bu zatın mütekaid olup, emekliliğe erişebilmesi belki de en derin arzusuydu. Nitekim yüzden ziyade seneler sonra da ‘Ben mütekaidim!’ diye ziyaretçilerine seslenebilmekte…