Geçtiğimi yıl raflarda yerini alan bir söyleşi kitabı: Arı Kovanına Çomak Sokmak. Kitap, Türk-İslam düşünce ve tasavvuf tarihinin önemli isimlerinden birisi olan Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak’ın hayatını, mesleki kariyerini, düşünce dünyasını ve tarihçilik anlayışını ele alıyor. Kitabı hazırlayan Doç. Dr. Haşim Şahin’in, Ahmet Yaşar Ocak’ın uzmanlık alanına, çalışma konularına ve mensup olduğu akademik muhite olan vukufiyeti söyleşinin derinliğini, eserin önemini daha da artırıyor.
Hasbihal havası içinde şekillenen eser, kilit sorularla anlatıların derinliğine nufuz ediyor. Kitap, Ahmet Yaşar Ocak’ın kaleminin kuvvet bulmaya başladığı yıllardan kemal devrine değin uzanan, son kertede hocayı kadim dostlarının dilinden sunan bir çizgide yol alıyor.
*** *** ***
Bir edebiyat türüdür söyleşi. Bir kişinin dünyasından gündelik hayata, insana, topluma, sanata dair tasavvurları önümüze koyar. Kişiyi konuştururken onun serüveni üzerinden geçmişe dair kesitler sunar. Okuyucuyu, ummadık olaylara şahit tutar, beklenmedik konulara kulak misafiri yapar.
Üç kısımdan oluşan kitabın ilk bölümü Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak’ın doğumundan üniversiteye kadar olan eğitim hayatını kapsıyor. İkinci kısım, Dr. Ocak’ın meslek yaşamı konu ediniyor. *** Kitabın üçüncü kısmında iyi bir tarihçi nasıl olunur, tarih araştırması yaparken nelere dikkat edilmelidir, hangi konulara ağırlık verilmelidir gibi başlıklar konu edilmiş. Kitap bu anlamıyla okura bir çeşit tarih metodolojisi sunuyor. *** Kitabın son bölümünde dostlarının gözünden Ahmet Yaşar Ocak anlatılıyor. Ocak’ın okul arkadaşları, meslektaşları, öğrencileri ve okurları arasından seçilen 10 kişi hocayla ilgili hislerini ve düşüncelerini paylaşıyorlar. Dr. Şahin, bu bölümün kitabın diğer kısımları kadar duygusal olduğunu belirtiyor. |
Satır aralarında gezerken, eskinin insanları ve olayları arasında dolaştırır. Dünü bugüne aks aksettirir, atiden maziye gizli geçitler inşa eder. Bu açıdan ana kaynak hüviyeti taşıyan, sosyal bilimlerin hemen her alanında istifadeye kapı aralayan bir türdür.
İyi bir söyleşide maksat muhatabı söyletmek değil, kilit sorularla onu söylemeye sevk etmektir. Söyleşinin yegâne sermayesini işte bu gerçeğin özüne dokunan, dokunmak isteyen sorular oluşturur. Zamanın ruhuna, mekânın karakterine uygun, muhatabın hislerine çarpan sorular, söyleşiyi verimli kılar.
Sorular, birbirini açan konularla muhataba ve sözlerine yön verir ve nihayet onları işleyerek söyleşiyi dokur. Bu ise uzun soluklu bir çalışma, araştırma ve “neyi, nerede, nasıl” sorma maharetini gerektirir.
Tam da bu sebeple, kumaşı iyi dokunmuş bir söyleşiye tesadüf etmek neredeyse pek mümkün değildir. Çoğu söyleşi kitabı, adeta zoraki sorularla konuşturulan muhatabın çalakalem tutulmuş anlatısından ibaret “zabıtlar” mesabesindedir. Dahası bu alanda verilen eserlerin her geçen gün düşen standartları, zabıt kâtipliğini söyleşi türünün mutat şekli hüviyetine doğru sürüklemektedir.
İşte bu yokluklar dünyasında, hakkıyla yapılmış bir söyleşi eserinin, çıkar çıkmaz dikkati çekmemesi mümkün değil gibi duruyor. Üstelik söyleşi yapmaya değer isimlerin nadiratta kaldığı bir vasatta, böyle bir çalışmanın heyecana sebebiyet vereceği açıkça görülüyor. Hele ki Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak gibi bir ilim adamını muhatap alan söyleşinin büyük bir alakayı celp etmemesi ihtimali herhalde bulunmuyor.
Bu bağlamda, Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Haşim Şahin’in özverili çalışmasının eseri olan, Ahmet Yaşar Ocak: Arı Kovanına Çomak Sokmak adlı bu kitap, çıtayı yükseltmesi, türünün hakkını vermesi açısından öne çıkıyor. Dr. Haşim Şahin’in, Ahmet Yaşar Ocak’ın uzmanlık alanına, çalışma konularına ve mensup olduğu akademik muhite olan vukufiyeti söyleşinin derinliğini, eserin önemini daha da artırıyor.
İsminin ilhamını, Ocak’ın yıllar önce yayınladığı “Türk ve Türkiye Tarihinde İslâm’ı Çalışmak yahut “Arı Kovanına Çomak Sokmak’” adlı makalemsiden alan kitap, sahada yeni bir temel taşı olarak karşımıza çıkacağa benziyor. Bir hasbihal havası içinde şekillenen söyleşi, Ahmet Yaşar Ocak’ın kaleminin kuvvet bulmaya başladığı yıllardan kemal devrine değin uzanan, son kertede hocayı kadim dostlarının dilinden sunan bir çizgide yol alıyor.
Kitabın tamamlanmasının 6 yıl aldığını belirten Doç. Dr. Haşim Şahin, kitap fikrinin ortaya çıkmasını şöyle anlatıyor: “Benim uzmanlık alanım Osmanlı din ve tasavvuf tarihi. Haliyle her araştırmacı gibi ben de bu sahayı duayen hocalardan öğreniyorum. Ahmet Yaşar hoca bu alanda çalışanlar için temel başvuru kaynağıdır. Türk düşünce ve tasavvuf tarihi geleneğinde rahmetli Fuat Köprülü ile başlayan Abdülbaki Gölpınarlı ile devam eden silsilenin üçüncü temsilcisi olarak kabul edilir. Onunla tanışmam uzun zaman öncesine dayanıyor. Hayalimde onunla ilgili birşey yapmak vardı. Böyle bir söyleşi yapmam teklifi gelince bunu hocaya ilettim, kabul etti. Uzun soluklu bir çalışma oldu. Hiç acele etmedik açıkçası. Kitabın söyleşi kısmı 2,5 yıl kadar sürdü. Sonra hazırlanması, yayımlanacak olgunluğa gelmesi 6 yılı buldu.“ |
Ahmet Yaşar Ocak’ın yıllar önce yayımlanan Türk ve Türkiye Tarihinde İslâm’ı Çalışmak yahut ‘Arı Kovanına Çomak Sokmak’” makalesi kitabın ismine ilham kaynağını olmuş. Kitabı hazırlarken farklı isimler üzerinde durduklarını söyleyen Şahin, bu ismi özellikle seçtiklerini söylüyor “Bana sorarsanız hocayı anlatacak en güzel ifade onun çalışma alanıydı. Türkiye’de çalışılması en zor konulardan birisi üzerine fikir üreten Ahmet Yaşar Hoca, arı kovanına çomak sokan bir tarihçiydi.”
Ahmet Yaşar Ocak’ın her kesim tarafından saygıyla okunan bir bilim adamı olduğunu vurgulayan Şahin, “Çalışmaların disiplinlerarası yürütülmesi, Hocanın en çok üzerinde durduğu konulardandır. Yani bir tarihçi aynı zamanda coğrafya, sosyoloji, antropoloji, ilahiyat, iktisat ve felsefe bilmelidir. Bu durum diğer bilim dalları için de geçerledir. Hoca tüm çalışmalarında bütün alanları meczeden, bazen bir sosyolog, bazen bir ilahiyatçı gözüyle inceleyen birisidir. Dolayısıyla onun hayatını sosyal bilimler alanındaki hemen herkes okumalı ” değerlendirmesinde bulunuyor.
Kitap, ESKADER (Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği) tarafından her yıl verilen Kültür Sanat Ödülleri kapsamında “Hatırat” dalında birincilik ödülüne layık görüldü. Ödül kategorileri içinde söyleşi türü olmamasına rağmen çok beğenilen kitaba ‘hatırat’ kategorisinde ödül verildi. Ödül, Doç. Dr. Şahin’e Nisan 2015’de, İstanbul Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle takdim edildi.