Scroll Top

Fatih Devrinde Türk Akıncıları (Demo)

Osmanlı devletinin Avrupa’da yaptığı baÅŸ döndürücü fetihlerin sırlarından biri “akıncı” denen askerî sınıfın varlığıdır. Bugünün “komando”larına karşılık olan akıncılar, düşmanın iktisadî ve manevî yapısını altüst ederek, savaşın kazanılmasında pek önemli bir rol oynarlardı.

Türk akın tekniği şöyleydi: Akıncı ordusu, belirli yerlerde parçalara ayrılır, o parçalar gene belirli yerlerde daha küçük birliklere bölünerek yollarına devam ederlerdi. Her birliğin tahrip edeceği şehir ve kasabalar önceden kararlaştırılırdı. Dönüşte birlikler, gene belirli yerlerde fakat evvelce ayrıldıkları mevkilerde olmamak üzere birleşir, birkaç birleşmeden sonra tekrar tek ordu hâline gelip Türk topraklarına dönerlerdi. Bu durum, düşman ülkesini dehşet içinde bırakır, yıldırımlar ve kasırgalar gibi esip geçen akıncıların nerede ve ne zaman bulundukları ve bulunacakları hakkında yüzlerce söylenti çıkardı.

Fâtih Sultan Mehmed, son yıllarında, 25 kadar devletle birden tek başına savaşa girişmişti. Bu savaşı kazanmak için, akıncı ordusundan pek çok faydalandı.

Venedik, Macaristan, Polonya ve Almanya gibi Türkiye ile savaÅŸ durumunda bulunan büyük Avrupa devletleri, akıncılarla yıldırıldı. Bu akınların önemi hakkında bir fikir edinebilmek için, büyük akıncı beylerinden MihaloÄŸlu Gazi Alâeddin Ali PaÅŸa’nın hayatı boyunca Tuna’yı kuzeye doÄŸru tam 330 defa geçtiÄŸini hatırlamak kâfidir. Ali PaÅŸa, bu akınlarından birinde Macaristan kralının kızını esir almıştı. “Mehtâb Hanım” adını alan bu prenses, Ali PaÅŸa ile evlendi ve Gazi Hasan Bey, Gazi Ahmed Bey, Gazi Mehmed Bey, Gazi Hızır Bey, Gazi Kara Mustafa Bey adlarındaki 5 ünlü akıncı beyi, bu evlenmeden doÄŸdu. Bu 5 kardeÅŸ de, Kanûnî’nin ilk yıllarında ve çeÅŸitli akınlarda ÅŸehit olmuÅŸlar, hiç biri yatağında ölmemiÅŸtir.

Ali PaÅŸa’nın 1473 Macaristan akınında Varadin ÅŸehri zaptedildi ve 18.000 Türk akıncısı, 60.000 esir ve 900.000 baÅŸ hayvanla Türkiye’ye döndü. Bu rakamlar, düşmanın iktisadî gücünün, sonuç bakımından da savaÅŸ kabiliyetinin ne derecelerde kemirildiÄŸini açıkça gösterir.

1478 Venedik akınına, 15.000 kiÅŸi katıldı. BaÅŸkomutan, Ä°skender PaÅŸa idi. Yanında MihaloÄŸlu Ali, MalkoçoÄŸlu Bâli Beyler vardı. Friul’den sonra Gorizia ÅŸehrini düşüren akıncılar, Isonzo ırmağına varınca, yeni katılan birliklerle 30.000 kiÅŸiyi buldular. Türklerin “Aksu” dedikleri Isonzo’ya gelince, 15.000 akıncı bu suyu atladı. DiÄŸer 15.000’i, ırmağın berisindeki ülkede kaldı.

Budapeşte'de Akıncı Mezarlığı

Çok sarp olan ve yayaların bile geçemediÄŸi, yerlerden akıncılar, atlarını kayalardan ve yarlardan atlatarak geçiyorlardı. Venedik Ovası’nı yakan bu korkunç akın, Venedik devletini savaÅŸta saf dışı bırakan ve sulh istemeye mecbur eden baÅŸlıca askerî hareketlerden biri oldu. 1479 yazında yapılan akın, Türk tarihinin en büyük akın hareketlerinden biridir. Bu akın, tam kadro, 43.000 akıncı ile yapıldı.

" Bir gün yine dolu dizgin boşanan atlarımızla, Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla "

Venedik tarafında serbest kalan Türkiye, artık bütün gücüyle Macaristan ve Almanya’ya yükleniyordu. Türklerin “Erdel” dedikleri Transilvanya’daki altın ve gümüş madenlerinin tahribini hedef tutan bu akında, kuzeye doÄŸru yol alındıkça birçok kola ayrılan akıncıların başında tam 12 sancak beyi yani akıncı tümgenerali bulunuyordu. BaÅŸlıcaları, MihaloÄŸlu Ali PaÅŸa, MihaloÄŸlu Ä°skender Bey, MalkoçoÄŸlu Bâli Bey, Ä°sa Bey ve Hasan Bey idi. Bu beyler, meselâ Ali PaÅŸa, Macarca ve Romence dahil, birkaç Avrupa dilini, Türkçe derecesinde konuÅŸuyorlardı. Bu akında, bütün Transilvanya çiÄŸnendi. Almanya ve Macaristan’ın nefesini kesen ve savaşın Türklerce kazanılmasını saÄŸlayan akın, Osmanlılar için de zayiattı oldu. 43.000 akıncının 20.000’i Büyük Macar Ovası’nın zümrüt rengindeki topraklarında can verdi.

Almanya’ya ve Polonya’ya yapılan akınlar da, düşmanı, iktisadî bakımdan yıkıma götürdü. 1480’de akıncılar, 5. defa olarak Karniol’e, 4. defa olarak Ä°stirya’ya girdiler. Avusturya’nın Graz ÅŸehrine kadar uzanan bu akında Dâvud PaÅŸa, Hırvatistan, Slovenya ve Ä°llirya gibi ülkeleri altüst etti.

Osmanlı tarihçilerinin ifadesine göre “köpekleri domuzlara ve domuzları köpeklere düşürerek” Fâtih’in kazandığı bu 16 yıl süren ve 25 kadar devlete açılmış olan Büyük SavaÅŸ, Türkiye’yi, bütün dünyanın ümit ettiÄŸinin aksine, büyük bir galibiyetin temsilcisi durumuna yükseltti. Fâtih Sultan Mehmed’in askerî ve siyasî dehâsının yanında, akıncıların da paylarının büyük olduÄŸu bu savaÅŸ, Türk Osmanlı tarihinin dönüm noktalarından biri oldu, Türkiye’yi emsalsiz parlaklıkta bir geleceÄŸe doÄŸru itti ve Osmanlı gücünün münakaÅŸasız ÅŸekilde cihan çapında olduÄŸunu, hiç bir müttefikler koalisyonu tarafından yenilemeyeceÄŸini açık ve seçik olarak gösterdi.

Bibliyografya:
Yılmaz Öztuna -Tarih III

[nggallery id=40]

Büyük dehâsının yanında tükenmek bilmez bir enerjiye de sahip olan Sinan, biribirinden güzel eserlerden sonra Şehzade Camii’ni inşa edince ünü, imparatorluk sınırları dışına çıktı. Pek uzun bir ömrün bütün nimetlerinden faydalanan Sinan, görülmemiş bir çalışkanlıkla Türk imparatorluğunu eserleriyle donatıyordu. Hassa sermimarlığı makamını Kanûnî’den sonra II. Selim ve III. Murâd devirlerinde de, ölünceye kadar devam ettirdi. Her yeni hükümdardan en büyük iltifatları gördü.

<div class="title-h4"><span style="color: #000000;">Social Networks</span></div>

<div class="title-h4"><span style="color: #000000;">Popular Posts</span></div>

Haftanın Yazıları

Güncel Yazılar

halidehanim

Halide Edip Adıvar’ın Gazete ve Dergi Yazıları

Merve Balcı’nın hazırladığı, Burhan ÇaÄŸlar’ın editörlüğünü üstlendiÄŸi Muharrire Hanım adlı kitap Arı Sanat’tan çıktı.  Halide Edip’in 1897-1925 yılları arasındaki gazete, mecmualarda kaleme aldığı makaleleri…