Not: Bu yazı, Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci’nin 18 Nisan 2012 Çarşamba günü Türkiye Gazetesi’nde yayınlanan yazısıdır.
İngilizler, daracık meclisinden soldan trafiğine kadar her şeyde “elden ayrıksı” oldukları gibi, ölçüleri de başkalarınkine benzemez. Onlar gibi bir imparatorluk olduğu için, Osmanlıların da kendilerine has ölçüleri vardı. Eski fıkıh kitaplarında geçen bazı ölçüler ise çok eskilerden kalmadır. İngilizler kimseye benzemeyen bu ölçülerinden hiç gocunmazken, Türkiye, 1931 senesinde kaç asırlık geleneğine yüz çevirip, Avrupalıların kullandığı ölçüleri kabul ediverdi. Buna da Avrupa ile -esasında o zaman pek cılız olan- ticarî işlerde paralellik gerekçe gösterildi. Avrupa ile münasebetleri daha eski ve güçlü olan İngiltere ve Amerika’nın aklında böyle bir uyanıklık nedense hiç aklına gelmemişti.
Arşın, parmak ucundan dirseğe kadar olan uzunluğu ifade eder. Farsça arş kol, in de bu demektir. Arş, eski Türkçede de adım manasına gelir. Arapların zra’ adlı 48 santimetrelik mikyasına (ölçüsüne) yakındır. İki arşın vardı. Mimar arşını, mimarî işlerde yer ölçüsüdür. 75,8 santimetredir. Çarşı arşını, kumaş ölçmekte kullanılır. 68 santimetredir. Kumaş, elde tutulup dirseğe dolandırılarak ölçülür. Çünki umumiyetle el ile dirsek arası bir zra’dır. İpekli kumaşları satarken, halka pahalı göstermemek için, bunlarda arşından biraz daha kısa olan endâze kullanılırdı. Farsça endaz (atan) kelimesinden gelir. 65,25 santimetredir. Arşının dörtte birine urub denir. Arapça dörtte bir demek olan rubu’dan bozmadır. “Ben Haleb’de iken şu kadar arşın atlardım” diye bol keseden atan birine “Haleb ordaysa, arşın burada” demişler. Bir halk türküsünde, sevdiğinin belinin ince olduğunu anlatmak için “Ölçelim de o güzelin ince belini, Bir gümüş endâze ile” mısraları kullanılmış.
Fıkıh kitaplarında yer alan başka hacim ölçüleri de vardır. Bunların en meşhuru sa’dır. Sa’, 1040 dirhem buğday veya arpa alan bir ölçektir. 4,2 litre sudur. Bu ölçü, Hanefî mezhebine göredir. Fıtra, yarım sa’ buğdaydan verilir. 1 sa’ dörtmüd mercimek alır. Bir müd, iki avuç dolusu mikdar olup, 2 rıtldır. Böylece 1 sa’, 8 rıtl eder. 1 rıtl, 130 dirhemdir. Menn, batman demek olup, iki rıtldır. 1 farak, 36 rıtl, yani 4680 dirhemdir. 1 vesk, bir deve yükü demek olup, 60 sa’ eder ki, 62400 dirhem veya 250 litredir. 1 habbe, 1 dirhemin kırksekizde biridir. 1 kırba, 50 men, yani 13000 dirhem veya 32 okiyye olup, bazı mahsullerin vergisinin tahsilinde kullanılırdı. Bir de kafîz vardı ki, hem 12 sa’ mikdarında hacim, hem de 144 zra’ murabba mikdarında mesâhâ ölçüsü olarak kullanılırdı. Bir cerîb, 10 kafîz idi.
Mesâhâ ölçüsünde zra’-ı mimarî kullanılırdı. Bu, mimar arşını diye de bilinirdi. 75,8 santimetre idi. Başka ölçüler de vardı. 1 parmak, 3,15 cm; 1 hat, 0,263 cm; 1 kadem (ayak) ½ zra’; 1 kulaç 5 kadem veya 2,5 zra’ idi. Kulaç, daha ziyade hafriyatta kullanılırdı. 4 parmak 1 kabza; 6 zra’-ı mimarî 1 kasba idi. Uzunluğu ve genişliği birer kasba mikdarı yere aşirdenirdi ki, 36 zra’-ı mimarî eder. 10 aşir, 1 kafîz idi. Bir çift öküz ile sürülüp ekilebilen yere 1 feddan denirdi. Anadolu’da arâziyi ölçmek için dönüm kullanılırdı. 1 dönüm, 1600 zra’-ı mimarî murabbaı (karesi) olup, 919 metrekaredir. Son zamanlarda takriben 1000 metrekare kabul edilirdi. Her dönüm, dört evlek idi. Bir dönümlük yer için, Şam’da hattâtîveya rummânî tabirleri de kullanılırdı.