Milattan sonra 1 yüzyıl başlarında Yunan mühendis Hero’nun  ilk kez rüzgar enerjisinin kullanımı tanımlayarak iptidai manada  yel değirmenini tarif ettiği, ardından sistemin İran’da geliştiği, coğrafyacı İstahrî’nin kayıtlarında geçer.   Bu değirmen sistemi Hazreti Ömer döneminde geliştirilmiş, suyu pompalamak, ekini una çevirmek, kumaş ve hasır dokumak gibi faaliyetlerde kullanıma uyarlanmış ve İslam coğrafyasında yaygın kulanım bulmuştur.
Cengiz han pek çok yel değirmeni ustasını esir alarak Çin’e sürgün edip sistemin oralarda inşasını emretmiştir.
Yel değirmeni Avrupa da ilk kez ilkel su pompası niteliğinde 8. yüzyıl sonlarında ve müslüman İspanya’da (Endülüs) sulamada ve suyun seviyesini yükseltmede kullanılmıştır. Avrupalılarca yel değirmeni kullanımı ise 12. Yüzyıl sonlarını bulur.  Ancak Avrupalılar bu yolla Roma imparatorluğunun kaçırdığı bir serveti yakalamıştır. Zira Roma imparatorluğu para basmak için gereken altın ve gümüşü Avrupa dışındaki eyaletlerden temin etmekteydi. Bu eyaletlerden çekilince Avrupa’daki fakir madenlerin işletmeyi denemiş ancak bu madenlerin yüzeysel kapasiteleri hızla tüketilip, derinlere inilince alt galerilerden çıkan suyun baskını ile terk edilmişti.
Avrupalılar yel deÄŸirmeni vasıtası ile bu madenlerdeki suyu pompalamış tekrar iÅŸletmeye açmışlardır. Zaman içerisinde sistem Avrupa da geliÅŸme gösterdi. Öyle ki Hollanda adeta bir yel deÄŸirmeni ülkesi haline geldi.Cervantes’in meÅŸhur Don KiÅŸot romanına bile konu oldu !
,
Ahmad Y. Hassan – Donald Routledge Hill, Islamic Technology: An illustrated history, p. 54, Cambridge University Press, 1986