Scroll Top

Osmanlı Türkiyesinde Para (Demo)

Enflasyon.kur paritesi
Osmanlı paraları ve uluslararası değeri

Osmanlı Türkiyesi’nde, Ä°stanbul’un fethinden sonraki 16. asır boyunca hafif, fakat âdeta muntazam bir enflasyon görülür. Kâğıt para (banknot) ve döviz meseleleri meçhul olduÄŸu için, Osmanlı para birimi akça’daki gümüş miktarının azalmasına enflasyon diyoruz. Büyük enflasyon 1593’te oldu ve 1 akçadaki gümüş miktarı yarı yarıya indirildi. Ama maaÅŸlar, aynı akça sayısıyla ödendi. Gerçekte devletten maaÅŸ alanlar, eskisine oranla gelirlerinin yarısını kaybetmiÅŸ oldular.

1593, Osmanlı Cihan Devleti’nin doruÄŸa tırmanışının sona erdiÄŸi, doruktan inmeye baÅŸladığı yıldır.

Enflasyon. kaime.arkayuz
Enflasyon. kaime.onyuz

Bu enflasyonun sebepleri çeÅŸitlidir. Devletten maaÅŸ alanların, üretim yapmaksızın sadece vakıf geliriyle geçinenlerin sayısı çok ÅŸiÅŸmiÅŸtir. Devlet gelirleri, olur olmaz kiÅŸilere fazlasıyla dağıtılmıştır. 1593’e doÄŸru Fas Sultanlığı ve Polonya Krallığı’na kadar birçok ülkeyi himayesine alan imparatorlukta, artık büyük fetihler ve zaferler dönemi kapanmıştır.  Ganimet geliri çok azalmıştır.  Refah yaygınlaÅŸmış, kolayca lüks yaÅŸama alışkanlığına dönüşmüştür.  Olur olmaz kiÅŸiler, Kâtib Çelebî’nin tabiriyle “pâdişâhâne” giyinmeye, ziyafetlere, harcamalara alışmışlardır.  AsayiÅŸ durumu eski mükemmelliÄŸini yitirmiÅŸ, bundan etkilenen üretim düşmüş, ticaret zedelenmiÅŸtir. Nüfus artmıştır. Köylerden ÅŸehirlere akış olmuÅŸ, ÅŸehre gelen köylü, uyum saÄŸlamak hevesiyle, pahalı alışkanlıklar edinmiÅŸtir.

Åžeyhülislâm Hoca Sâdeddin Efendi, Hâce-i Sultanî Ömer Efendi, Sultan II. Osman, Koçi Bey, Kâtib Çelebi, Sultan IV. Murad, Köprülü Mehmed PaÅŸa gibi reformistler zuhur etmiÅŸtir. Bunlar devleti, kendi içinde düzenlemeye çalışmışlardır. Hedefleri, az mübalaÄŸa ile söyleyeyim ülküleri, devlete Cihan Hakanı Kanûnî Sultan Süleyman dönemindeki (1520-1566) dirlik ve düzenliÄŸini kazandırmaktır. Diyebilirim ki, Sadrıâzam Dâmâd NevÅŸehirli Ä°brahim PaÅŸa’nın iktidara gelmesine kadar (1718), dış faktörler kâle alınmamıştır.

Hâlbuki dış faktörler de geçerliydi. Osmanlı’nın egemen olduÄŸu Akdeniz, dünya ticaretindeki kapital ağırlığını, okyanuslara bırakmıştı.  Amerika madenlerinden Avrupa’ya gümüş akıyordu.  Avrupa, Osmanlı’nın birçok teknolojik üstünlüğüne eriÅŸmiÅŸti.  Artık, hemen hemen Osmanlı derecesinde top dökebiliyor, kale yapabiliyor, tabya yapabiliyor, kumaÅŸ dokuyabiliyordu.  Ham madde bakımından Avrupa’nın Osmanlı’ya bağımlılığı ise devam ediyordu.

Memur maaşları

1593 yılından günümüze kadar, Türkiye’de memur maaÅŸları sürekli indi, azaldı, küçüldü, ufalandı, nihayet devlet haysiyetiyle baÄŸdaÅŸmaz derekeye düştü.  Zira tıpkı vaktiyle olduÄŸu gibi, bugün de memur sayısı çok arttı. Ä°stihdam politikası vasıtası hâline geldi, rasyonelliÄŸini kaybetti. Tabiatıyla, tıpkı eskiden olduÄŸu üzere, memur kalitesi de düştü. Hem yüksek bürokraside, hem yeni giriÅŸlerde…

Buna raÄŸmen imparatorluk, denebilir ki yıkılışına kadar, memuruna, devletin prestijini koruyacak derecede maaÅŸ vermeye gayret etti. En geliÅŸmiÅŸ ve zengin devletlerle Osmanlı’daki maaÅŸ farkları büyük deÄŸildi. 1900 yılında en büyük devlet olan Ä°ngiltere’de, korgeneral maaşı 165 altın, Osmanlı’da 100 altın idi. Albay, Ä°ngiltere’de 27- 32, Osmanlı’da 25 altın alıyordu.

Enflasyon.istanbulda tuketici fiyatlari
Ä°stanbul’da tüketici fiyatları 1649-1914  (1)

Ancak küçük rütbelerde Osmanlı, artık Batı ile dengeyi tutturamıyordu. Önyüzbaşı Osmanlı’da 12, Ä°ngiltere’de 20-25,5 yüzbaşı Osmanlı’da 5, Ä°ngiltere’de 17- 19,5, üsteÄŸmen Osmanlı’da 2,5, Ä°ngiltere’de 9,5-11, teÄŸmen Osmanlı’da 2, Ä°ngiltere’de 7,5-9,5 altın maaÅŸlı idi.

Osmanlı’da sivil bürokrasi de, üniformalı bürokrasi gibi rütbe taşıdığı için, mülkiye ve ilmiye sınıflarındaki eÅŸit rütbe sahibi görevliler, aynı durumda idiler.

Sadırâzam (imparatorluk başbakanı) maaşı, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde, daha önceleri de olduğu gibi, değişiktir. Her sadrıâzam atanmasında, maaşı da belirtilirdi. Bu son dönemde en düşük sadrıâzam maaşının 250 altın,  en yüksek maaşın ise 2.500 altın olduğu görülür. O dönemin 1 altını, bugünün 1 altını değildir. Hayat ve bütün zarurî maddeler, kira ve mülk fiyatları çok düşüktür. 1 altının son Osmanlı dönemindeki satınalma değeri hakkında bir fikir edinmek için, yaklaşık 7 gram altın olan 1 altın liranın bugünkü değerini 2,5 ile çarpmak tavsiye edilebilir.

Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu, dost devletlere sürekli para, mal, silâh yardımı yapmıştır. 1854’e kadar tek kuruÅŸ dış borçlanmaya girmemiÅŸken, bu tarihten itibaren Avrupa devletlerine borçlanmaya baÅŸlamıştır. Dış borç ve faizlerinin, buna ilâveten savaÅŸ tazminatlarının ödenmesi, son yarım asrında Osmanlı maliyesini bunaltmıştır.

Enflasyon.ottoman.coin.bozukpara3
SAÄž: Sultanü’l berreyn ve hakanü’l bahreyn (karaların sultanı denizlerin hakanı) essultan ibnü’s sultan  SOL: fi duribe i kostantiniyye

Bütün bu faktörlere raÄŸmen Osmanlı, 1912 Balkan felâketine kadar, ucuzluk, bir ölçüde refah içinde yaÅŸadı. 1843’te imparatorluÄŸun en pahalı ÅŸehri olan Ä°stanbul’da, bir kiÅŸi, 10 para ile günde 3 öğün yemek yiyebilmektedir (Gerard de Nerval, s. 60, 66). 10 para, 1 altının 400’de biridir.  Birkaç altına gene Ä°stanbul’da, hiç de kötü bir semtte olmamak üzere, müstakil ev satın alınabilmektedir.

1908’de Temmuz ayında baÅŸlayan enflasyon, 1912 Ekimi’ne kadar hafif bir seyir takip etti. Ekim 1912-Mayıs 1913 yükseliÅŸi büyük oldu ve halkın canı yandı.  Mayıs 1913-Temmuz 1914’te tekrar hafifledi. Temmuz-Kasım 1914 arasındaki 3,5 ay içinde yüzde 50 oldu ki, yıllık hesaplanırsa korkunçluk derecesi anlaşılır. Artık Osmanlı, dönüşü olmayan bir yola girmiÅŸti.  Yöneticilerinin kısır görüşlülüğü yüzünden Birinci Cihan Savaşı’na (1914-18) bulaÅŸmıştı. Halkta, yönetime güven kalmadı. Altını olan, yatağının altına attı. Ä°htikâr ve bir kısmı adetâ devletin himayesinde olmak üzere korkunç yolsuzluklar oldu.

akcenin günüs icerigi
Akçedeki gümüş miktarı  1469 – 1914      (1)

1913’te ÅŸekerin kilosu 20 paraya (1 altının 200’de 1’i) çıktığı zaman, halk feryadı bastı. 1916 AÄŸustos’unda francalanın kilosu 16 kuruÅŸa fırladığı zaman ise, artık ses seda çıkmadı.  Zira 16 kuruÅŸ verecek o kadar az insan vardı ki…    Pahalılık, sosyal âfetleri baÅŸlattı. Ä°stanbul orta sınıfında ahlâkî çöküntü baÅŸladığı iÅŸitildi. O orta sınıf ki, dürüstlük bakımından, yüksek sınıftan çok daha titizdi. Anlı ÅŸanlı vezir ve kazasker ailelerinin kızlarının, nereden çıktığı belirsiz, dedesinin adını bilmeyen savaÅŸ zenginleri ile evlendikleri görüldü. Verem ve dizanteri dehÅŸet saçmaya baÅŸladı…

1911-1922 sürekli savaÅŸlar döneminde, hangi devletlerle savaÅŸtığımızın listesi bile bugünkü nesil için ÅŸaşırtıcıdır: Ä°talya, KaradaÄŸ, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan,  İngiltere, Fransa, Romanya, Rusya, Ermenistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Güney Afrika… Listenin eksikliÄŸi için sevgili okuyucularımdan özür diliyorum.

Harp yılları

Cihan savaşından Türkiye ordusu, maliyesi, insanı, köyü ve şehri iflâs etmiş durumda çıktı (1918).

Ä°mparatorluÄŸun nüfusu 1915’te 29 milyon kadardı. Bu yılın savaÅŸ harcamaları 83 milyon lira idi. Henüz 1 TL, 1 altın veya ona yakın deÄŸerde idi. Ancak altın para giderek tedavülden uzaklaÅŸtı. Hükümet de topladı, halk da sakladı. Banknot emisyonu arttırıldı ve kâğıt lira ile altın liranın deÄŸerinin arası gittikçe açıldı.

Enflasyon.Osmanli subayi
Osmanlı Subayı

1917 AÄŸustosu’nda imparatorlukta banknot emisyonu 80 milyon lirayı buldu. Buna karşılık, sadece 3 yıl içinde 40 milyon altın piyasadan çekilip gizlendi. Böylesine bir malî denge içinde savaÅŸ bütçesinin 83 milyon altın olarak tesbiti, rikkat ve heyecan verir. Yabancı altınlar gibi yabancı banknotlar da geçerli idi. Fakat Alman markı biriktirenleri 1918 sonunda yıkım bekleyecektir. Zira savaÅŸ sonunda markın deÄŸeri kalmamıştır.

Yolsuzluk ve rüşvet yaygın hâle geldi. Sefalet başladı. Francaladan başka ekmek yemeyen nazlı İstanbul halkına, kişi başına 150 gram süpürge tohumu karıştırılmış kara ekmek veriliyordu. Tarihte ilk ve son defa, İstanbul halkında açlıktan ölüm başladı. Yolda açlıktan düşüp ölenleri, belediye çöpçüleri topluyorlardı.

1917 içinde kâğıt para, tedavül eden altını geçti. 1.000 liralık kupürler de vardı. SavaÅŸtan sonra altınla alış veriÅŸ tarihe karıştı. Ancak gümüş sikkeler Cumhuriyet döneminde de uzun müddet kullanıldı. 1930’larda çok güzel basılmış Osmanlı gümüş mecîdiyeleri (20 kuruÅŸ, altının beÅŸte biri), yarım ve çeyrek mecidiyeler (10 kuruÅŸ ve 5 kuruÅŸ) hâlâ geçerli idi.

Para deÄŸerleri

Enflasyon.suleym sikke
Kanuni Süleyman devrinken kalma, enfasyon sebebiyle kenarı kırpılmış sikke

Birinci Cihan Savaşı patlamadan birkaç ay önce, 1914 yazında 1 TL=3,70 dolar=18,45 mark=17 Ä°sviçre Frangı idi. 1917’de savaÅŸ içinde bile 1 Türk Lirası banknot alabilmek için 4 Amerikan dolarına yakın ödemek gerekiyordu. Ve bu parite, 1908 öncesi Osmanlı Lirasının deÄŸerine nisbetle, Türk parası aleyhine yıkım sayılıyordu (Mandelstem, Le Sort de l’Empire Ottoman, Paris 1917, s. 157-8).

11 Haziran 1916 tarihli Paris’in Temps gazetesi, Fransa’nın savaÅŸ hâlinde bulunduÄŸu Osmanlı devleti aleyhine ÅŸu haberi yayınladı: “Türkiye’nin Haleb, Åžam, Beyrut eyaletleri ile Lübnan ve Kudüs sancaklarında (il) 1 Ä°ngiliz lirası (sterlin)=137 Türk kuruÅŸuna fırladı. Osmanlı hükümeti, 1 sterlin=l TL paritesinde direniyor. Fakat 37 kuruÅŸluk karaborsa farkını ortadan kaldırmaktan âcizdir. Osmanlı ekonomisinin mahva doÄŸru gittiÄŸi bu ÅŸekilde açığa çıkmaktadır.

1908’den önce nazarî olarak 1 Osmanlı altın= 1 Osmanlı banknotu idi ve her ikisine de lira (altın lira, kâğıt lira) deniyordu. Gerçekte 1 altın alabilmek için 1 banknotun üzerine birkaç kuruÅŸ sarrafiye ödemek gerekiyordu. SavaÅŸ (1914-18) içinde 1 altın alabilmek için Ä°stanbul’da 3, Anadolu’da 4, imparatorluÄŸun Arap vilâyetlerinde 5 Türk banknotu ödemek icab ediyordu.

Cumhuriyetin ilânında (1923) 1 altın= 7  TL şeklinde idi. Ve TL hâlâ dolardan değerli idi: 1 TL=0,80 dolar.

Enflasyon.kaimei mutebere
Kaime – Kağıt Para. Ãœzerinede “Devlet-i Âliyye-i Osmaniye” , ” Bedeli Dersâdette Altun Olarak Tesviye Olunacakdır” yazıyor

Altın paritesinin ilk cihan savaşı ile sona erdiÄŸini bütün diÄŸer belli baÅŸlı dövizlerin pariteleri arasındaki farkın gittikçe açılması, bambaÅŸka bir bahistir. Ekonomik çöküntünün diÄŸer bir sebebi, halkın varlığına devletçe el konulmasıdır. Bunu önce 1914’te Enver PaÅŸa yaptı. Seferberlikte, tüccarın maÄŸazalarına, dükkânlarına girildi. Ordunun hiçbir iÅŸine yaramayacağı aÅŸikâr bulunan havyar ve bebek patiÄŸine kadar her ÅŸeye el kondu. Sonra 1921’de Yunan, Sakarya’yı geçtiÄŸi zaman, Türkiye Büyük Millet Meclisi, mecburen aynı yönde karar aldı.

Yokluklar

enflasyom.istanbul menba sulari ananim ÅŸirket-i osmaniyesi
Hisse Senedi “Ä°stanbul menba suları ananim ÅŸirketi hayriyesi”

1914 yazında Ä°stanbul halkı, pahalılıktan çok ÅŸikâyetçi idi. Hâlbuki daha büyük felâket patlamamış, Harb-i Umûmî baÅŸlamamıştı. Gazeteler, dergiler, artık hâkan-ı sabık (eski imparator) dedikleri Sultan Abdülhamid’i yermekten usanmışlar, onun devrindeki ucuzluÄŸu, rahatlığı, bolluÄŸu, barışı göklere çıkaran yazılar yayınlıyorlardı. Gerçekten 1908 Türkiyesi, ucuzluk cenneti idi. Ä°htikâr, karaborsa bilinmiyordu. Sadece ezelî derd olan rüşvet vardı.

1914 yazında ÅŸekerin kilosu 20 paraya (yarım kuruÅŸ) fırladığı zaman, halk, Sultan Hamid devrinin fiyatlarıyla mukayese ederek ÅŸikâyet etti. Ama ÅŸeker 1916 AÄŸustos’unda 60 ve 1917 Temmuz’unda 120 kuruÅŸa (1,2 altın) fırladı. Bir bidon gaz (16 kg) 50 kuruÅŸ (yarım altın) oldu. Dolayısıyla Ä°stanbul bile karanlıklara gömüldü. Zira elektrik ancak zengin evlerinde, BeyoÄŸlu, ÅžiÅŸli gibi semtlerde vardı ve havagazı ile aydınlanma da bütün ÅŸehre yayılmamıştı. Tekrar mum devrine dönen Ä°stanbul, zamanla mum da bulamadı. Çıra, onu bulamayınca aÄŸaç yakarak aydınlanmaya baÅŸladı. Vaktiyle Pâytaht-ı Cihan denen belde, maÄŸara devri ÅŸartlarına dönmüştü.

Zira petrolün bidonu 1917’de 250 kuruÅŸ (2,5 altın) oldu. Bütün siyasî partilerimizin atası olan iktidardaki Ä°ttihâd ve Terakkî’nin organı gazete şöyle yazıyordu:  “Gecelerinizin karanlık geçtiÄŸine üzülmeyiniz. Yakında zaferin ışıklarıyla bütün Osmanlı dünyası aydınlanacaktır!”.

enflasyon. Osmanli Itibar-i Milli Baski Hisse Senedi
Hisse Senedi “Osmanlı itibar-ı milli bankası”, “Osmanlı anonim ÅŸirketi”

1916 Kasım’ında Ä°stanbul kasapları dükkânlarını kapattılar. Zira satacak et yoktu. Ä°stanbul’a hayvan gelmiyordu. O zamana kadar Osmanlı toplumunda asla görülmemiÅŸ bir problem oluÅŸtu: aile fertlerinin ölmesiyle kimsesiz kalan ve akrabaları olsa da onlar tarafından ekonomik ÅŸartlar dolayısıyla kabul edilmeyen, terkedilmiÅŸ çocuklar…  Bu problem, Türk toplumunda, Avrupa’dan asırlarca sonra baÅŸlamış oldu. 1917 yılının ilk yarısında, yalnız Ä°stanbul’da böyle 20 bin çocuk bulunup hükûmetin koruması altına alındı. KomÅŸuları tarafından kabul edilmeyen çocuklar… Osmanlı toplumunda böyle bir yüzkarası kesin ÅŸekilde görülmemiÅŸti. DehÅŸetli bir sosyal kopukluk oldu. Her fert kendini kurtarmaya çalışıyordu. Kimse baÅŸkasının derdiyle ilgilenmiyordu.

24.3.1917 kararnamesiyle, Ä°stanbul’da halka kiÅŸi başına karne ile kilosu 20 kuruÅŸtan ayda 150 gram ÅŸeker ve kilosu 10 kuruÅŸtan 300 gram kuru fasulye veriliyordu.  Osmanlı ticareti, tarımı, madenleri, sanayi-i mahvoldu. Ama hepsinden vahîmi, o kadar yüz senelik devlete mutlak güven, temelinden sarsıldı…

Yılmaz Öztuna, Osmanlı Türkiyesi’nde Enflasyon, Tarih ve Medeniyet, Temmuz 1994

(1) Åževket Pamuk, “Ä°stanbul’da Enflasyon”, Bilim ve Teknik Dergisi, sayı 393 (AÄŸustos 2000), s. 74-78.

Yazının orjinal PDF formatını indirmek için [download id=”83″]

<div class="title-h4"><span style="color: #000000;">Social Networks</span></div>

<div class="title-h4"><span style="color: #000000;">Popular Posts</span></div>

Haftanın Yazıları

Güncel Yazılar

halidehanim

Halide Edip Adıvar’ın Gazete ve Dergi Yazıları

Merve Balcı’nın hazırladığı, Burhan ÇaÄŸlar’ın editörlüğünü üstlendiÄŸi Muharrire Hanım adlı kitap Arı Sanat’tan çıktı.  Halide Edip’in 1897-1925 yılları arasındaki gazete, mecmualarda kaleme aldığı makaleleri…