Korsan Teşkilatı
Bu günkü Türkçede korsan kelimesi denizde gemi, adam ve mal gaspını, yağmalamayı içeren “deniz haydutluğunu ” ifade etmektedir. Fakat Latincedeki “ cursus “ kelimesinden türeyen ve Türkçede ki korsan kelimesine kaynaklık eden “corsair” sözcüğünün anlamı deniz haydutluğunun aksi olarak resmi otorite tarafından verilen bir deniz görevidir. İzinli korsanlık olarak ifade edeceğimiz bu görevi İngilizce’ de kullanılan “privateering “ kelimesi karşılamaktadır. Deniz haydutluğunu ifade için ise batı dillerinde “ piracy” , “ pirate “ kelimeleri kullanılmıştır. Bu doğrultuda bir iktidarın bilgi ve gözetimi dâhilinde yapılan izinli korsanlık ile herhangi bir yasal dayanağı olmaksızın yapılan deniz haydutluğu aslında birbirinden farklı iki olgu olarak gerçekleşmektedir
Osmanlılarda Korsan Sınıfı ve Görevleri
Osmanlı da ise korsanlar deniz komando sınıfı olup en büyük üsleri Cezayirdi. Hemen bütün büyük Türk amiralleri bu sınıftan yetişmişlerdir. Zira levendlerin (Bahriyeli) en gözü pek, zeki ve bilgili kısmı bu sınıfa geçiyordu. Ekserisi bir kaç Avrupa dili konuşurdu. En büyük korsan amirali Turgut Paşa’dır. Barbaros kardeşlerde korsanlıktan yetişmekle beraber, onlar daha çok devlet kurucu fatihlerdir. Korsan filolarının hedefi düşmanlarının deniz gücünü vurmak, düşman sahillerini tahrip etmekti. Bu fiil Fransızcadaki “corsaire” kelimesi ile ifade edilir.
Devlet hizmeti ile ilgili olmayan deniz eşkıyasına ( Fr. pirate) son asır Türkçesinde korsan denmiştir ki asıl Osmanlı terminolojisinde bu manada ” derya haramisi, deniz haydudu, deniz haramisi, deniz şakiysi ” kullanılmıştır. Bunlar bir hırsız ve birer katildir. Türklerde korsan ise devlet bahriyesinin bir sınıfı bir kahramandır. Eski Osmanlı metinlerinde en büyük amiraller “yarar korsandır, büyük korsandır, mahir korsandır” gibi tabirlerle övülür. Korsanlıktan yetişmemiş bir denizci tam bir denizci sayılmaz.
Korsan karadaki akıncının denizdeki mukabilidir. imparatorluk Türkiyesinin kuruluşunda korsan sınıfı, akıncı sınıfı derecesinde çok büyük hizmetler görmüş, büyük fetihler yapmış, büyük muharebeler kazanmış, devletin denizdeki düşmanlarının belini büken onları aciz bırakan kuvvetlerden olmuştur. Korsan sınıfı karadaki akıncı gibi bahriyenin en seçkin, en imtiyazlı en vuruşkan en fedayi sınıfıdır. Bu günün deniz komandosu denilebilir. Denizde en tehlikeli misyonları yüklenir ve hayatı pahasına başarır. En büyük görevi budur. Devletin sulh halinde bulunmadığı devletlerin gemilerini açık denizlere bırakmaz zapt eder, batırır, zarar verir, hiç olmazsa korkutur.
İmparatorluk Türkiyesinin devamlı savaş halinde bulunduğu İspanya’ya ait İspanya ve İtalya kıyılarında limanları basar gemileri zapt eder, bombalar, sahilden hayli mesafede şehirlere kadar girip düşmanın maneviyatını altüst eder, ekonomik gücünü kırar. XVI. asırda Turgut Reis (Turgutça bey, Turgut paşa ) yarım asır korsan ocağının başında bulunmuş bu sınıfın fonksiyonunu şahikasına çıkarmıştır.
Korsanlar; Türk ticaret gemilerini ve yollarını himaye eder, emir alınca Donanmay-ı hümayun’a katılıp sefere çıkar ve açık deniz muharebelerine katılırlar. Devletin sulh halinde bulunduğu padişahça aman verilmiş Hristiyan devletlere ve hiçbir şekilde Müslüman devletlere ait gemilere dokunamazlardı. Devletin harp halinde olmadığı devletin bayrağına saldıran korsan gemisi reisinin derhal başı vurulurdu.
Türk korsan sınıfının gerçek kurucusu onu cihanşumul bir kuvvet haline getiren şahsiyet II. Beyazit’in 3. oğlu ve Yavuz Sultan Selim’in ağabeyi Şehzade Korkuttur. Bu iş için çok dikkatli bir siyaset takip etmiş ve çok büyük paralar harcamıştır. Bu suretle Barbaros kardeşleri himaye etmiştir ki en büyükleri Oruç Reistir. Ondan sonra kardeşi Hızır Reis (Barbaros Hayreddin Paşa) ve onun İstanbul’a çağrılması üzerine de Turgut Reis korsan ocağının başına geçmişlerdir.
Ocağın merkezi İstanbul değildir. Batı devletleri suları ile karşı karşıyaveispanya sahilleri ile yüz yüze olan Cezayir şehridir. Turgut zamanındaorta Tunus (Benzert = Bizerte ) başlıca korsan üsleridir. Bu yerlere Cezayir beylerbeyliğinin birçok limanını da eklemek mümkündür. (Becaye = Bougie, Unnâbe = Bône , Cicelli , Şerşel vs… )
Hristiyan devletlerinde böyle korsanları vardır. En dehşetlileri; gayeleri kuruluşları ve hayatiyetleri için tek maksat olarak Türk gemilerini hedef almış olan Saint Jean (Hazreti Yahya) şövalye tarikatıdır. 1523 ‘te Kanuni tarafından Rodos’un zaptı ile buradan kovulan bu tarikat birkaç yıl sonra Charles Quint tarafından Malta’ya yerleştirilmiştir. Papa’nın himayesinde fakat müstakil bir askeri tarikattır. Onlarda öğretisinde de Türk korsanları gibi ölmeden silah teslim etmemek vardır. Silahlarını ancak cesetlerinden almanın mümkün olduğu rivayet edilir. Hollanda, Portekiz, İngiltere gibi denizci devletlerinde Türk korsanları ile mukayese edilemeyen korsan teşkilatları vardır. Ancak Akdeniz de Türk korsanları ile rekabet edebilen tek güç Saint Jean şövalyeleridir . İngiliz, Fransız, Hollanda korsanları daha çok Karaib Denizi’nde İspanya gemilerini hedef almıştır.
En büyük Türk korsanları olarak Oruç Reis, Hızır Reis, Turgut Reis, Burak Reis, Murat Reis, Küçük Murat Reis, Koca Murat Reis, Karamürsel Bey, Piri Reis, Salih Reis, Seydi Ali Reis, Kemal Reis, Mezomorto Hüseyin Paşa, Cezayirli Hasan Paşa sayılabilir.
[nggallery id=10]