Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla modern tarih çalışmalarında her zaman büyük bir ilgi odağı olmuÅŸtur. Ancak imparatorluÄŸun günlük yaÅŸamına, sosyal yapısına ve ekonomik dinamiklerine dair bilgi sahibi olmak ve bir bakış geliÅŸtirmek her zaman kolay olmamaktadır. Bu noktada, terekeler – yani Osmanlı dönemi miras kayıtları – tarihçiler, araÅŸtırmacılar için paha biçilemez kaynak deÄŸeri taşır.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Kenan Yıldız ve Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Fatih Bozkurt katkılarıyla gerçekleştirilen programda, terekeler ele alınıyor ve bu kayıtların derinliklerine iniliyor. Ölen kişilerin bıraktığı mal varlıklarını, varislerini ve mirasın nasıl paylaşıldığını detaylı bir şekilde belgeleyen bu defterler, Osmanlı toplum hayatına dair yalnızca ekonomik değil aynı zamanda sosyal ve kültürel açıdan da son derece zengin bilgiler ihtiva ediyor.
Terekelerin Osmanlı toplumunun çeşitli katmanlarına ışık tuttuğunu vurgulayan Dr. Kenan Yıldız, söz konusu dönemlere ait giyim kuşam, yaşam tarzı ve maddi kültür hakkında detaylı bilgilerin bu kayıtlardan derlendiğini anlatıyor.
Örneğin, Mustafa Rakım Efendi gibi ünlü bir Osmanlı bürokratı ve sanatçısının terekesi, dönemin zenginlik düzeyi ve yaşam biçimi hakkında önemli ipuçları içerdiğini vurguluyor.
Terekelerin Osmanlı miras hukuku ve kadınların miras içindeki yerleri gibi konular üzerine de önemli bilgiler sunduğunu ifade eden Dr. Fatih Bozkurt ise, Terekeler, özellikle tek eşliliğin Osmanlı toplumunda ne kadar yaygın olduğunu ve çocuk sayısının genellikle düşük olduğunu ortaya koyuyor.
Terekelerin sadece Anadolu veya Ä°stanbul ile kısıtlı olmadığını aynı zamanda bu coÄŸrafya dışındaki imparatorluk topraklarına dair de bilgiler sunduÄŸunu belirten Bozkurt bu konuda Dede Efendi’nin hac yolculuÄŸu sırasında Mekke’de vefat etmesine ve mirasının taksimine dair bir anekdotu paylaşıyor.
Bunların yanında programda Osmanlı toplumundaki servet dağılımını anlamamıza yardımcı olan terekelerin sınırlılıklarının da bulunduğu, mesela bu kayıtların ölüm anında kişinin mal varlığının bir fotoğrafını çeker ve hayattayken yapılan hibeler gibi faktörleri hesaba katmadığı da vurgulanıyor.